Değerli Meslektaşlarımız;

İTO Sigortacılık Meslek Komitemiz 30 Mayıs 2023 tarihinde “Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti” konulu bilgilendirme toplantısını gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Sn. Özgür YILMAZ’ın yaptığı toplantıda, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Ahmet Özer, SEDDK Başkanı Sayın Mehmet Akif Eroğlu, SEDDK Başkan Yardımcısı Sayın Ebru Gençosmanoğlu, TOBB Saik Başkanım Sayın Levent Korkut ve Avukat Sayın Dr. Ahmet Karayazyan, sektörümüzün önemli konularından biri olan Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında konuşmalarını yaparken, katılımcılarımızın da sorularını cevaplandırdılar.

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Özgür Yılmaz aşağıdaki konuları dile getirdi.

Hepimizin bildiği üzere 9 Kasım tarihinde Oda seçimlerimizi yaptık.

Göreve geldiğimiz andan itibaren çok hızlı şekilde aksiyonlar alarak, mesleki sorunlarımızla ilgili bir dizi çalışma programı hazırladık.

18 Nisan 2023 Tarihindeki başarılı, etkili ve ses getiren “Trafik Sigortalarında Yeni Yol Haritası” konulu toplantımız sonrası 26 Nisan 2023 Çarşamba günü, İTO Cemile Sultan Korusunda “Deprem” konulu toplantımızı gerçekleştirmiş, Daha sonrasında da Hayat ve Bes konulu toplantımızı 16 Mayıs 2023 tarihinde başarı ile tamamlamıştık.

Bugün burada İTO Sigortacılık Meslek Komitesi olarak, “Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti” konulu sigorta sektörü bilgilendirme toplantısı düzenlemekteyiz.

Son dönemde Hasar prim oranı ve üretim yetersizliği gibi konularda acentelerimizin sigorta şirketleri tarafından sözleşmeleri fesh edilmekte ve bu konuda acente meslektaşlarımızdan birçok şikâyet almaktayız.

Hasar prim oranı yüksekliği ve üretim yetersizliği sebepleri ile acentelik sözleşmelerinin iptali hukuk dilinde haksız fesih olarak tanımlanmaktadır.

İşte o gün bu gün.

Bu ciddi konuda, acentelerimizin hak ve menfaatlerini konuşacağız.

Sektörünün önde gelen temsilcilerinin konuşmacı olacağı toplantımıza, Odamız sigortacılık meslek grubu üyeleri olarak sizleri burada ağırlamaktan mutluluk duyuyorum.

Sözleşmelerimizde hasar prim ile ilgili herhangi bir maddenin yer almaması ki yer alsa bile hasar dengesi acentenin tasarrufu dışında kalması sebebi ile geçerli olamayacağı malumunuzdur.

Sigorta poliçelerinin fiyatlamasını sigorta şirketinin yaptığı, hasarı ise müşterinin yaptığı bir ortamda sigorta acentelerimizin prim hesaplama ve hasar konusunda herhangi bir müdahil olabileceği bir durum maalesef yoktur.

Birçok kez konuşulan, hasardan dolayı acente kapatma durumu, üretim/hedef ve komisyon düşürülmesi konusu bizleri sürekli Sigorta şirketleri ile karşı karşıya getirmektedir.

Hepimiz aynı gemideyiz dediğimiz bu yolculuk da, sigorta şirketlerimizin başka bakış açısına sahip olması gerektiği, bunu da karşılıklı mutabakatla sağlamak istediğimizi belirtmek isteriz.

Sizlerin de malumu olduğu üzere acentelik ve sigorta poliçesi üretimi, bir çevre işidir. Birinci ve ikinci uyarının akabinde sigorta sözleşmesinin sona erdirilmesi şirketlerle yapılan acentelik sözleşmelerinde belirlenen bir fesih sebebi değildir.

Tek taraflı olarak da sigorta sözleşmelerinin değerlendiremeyeceği açıktır. Bu nedenle tek taraflı feshin hiçbir şartı gerçekleşmeden yapılması durumunda bu konu haksız fesih olacaktır.

Sigorta şirketlerinin acentelerine gönderdiği duyurular, hukukta genel işlem şartları adını verdiğimiz hükümlerle doludur.

Genel işlem Şartına ilişkin bu hükümler esasen baştan hukuka aykırı görülemez ve bu tür birden fazla taraf ile yapılacak olan sözleşmelerde kullanılmak üzere hazırlanırlar.

Ancak bu tür genel işlem şartı içeren sözleşmeler, hazırlayan taraf lehine hükümler içerebildiği ve bu düzenlemelerin ölçüsüz bir hale ulaştığı durumda hukuka aykırı kabul edilirler.

Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 21. Maddesi de bu hususu şu şekilde düzenlemektedir:

MADDE 21- Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.

Sigorta şirketleri tarafından tek taraflı olarak sözleşme şartlarında (komisyonlarda, duyurularda, talimatlarda) değişiklik yapabilme hakkı da esasen sözleşme hukukuna aykırılık teşkil eder.

Şöyle ki;

MADDE 24- Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede veya ayrı bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme getirme yetkisi veren kayıtlar yazılmamış sayılır.

Görüleceği üzere Türk Borçlar Kanunu, açık bir şekilde bu tür tek taraflı bir sözleşme şartını değiştirme hakkının geçersizliğine işaret etmektedir. Bu tür sözleşme şartlarının sigorta şirketlerinin tek taraflı takdirine bırakılması sorun teşkil etmektedir.

Malumunuz olduğu üzere;

Acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde sigorta acentesi, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsada elde edeceği komisyona hak kazanır.

Sigortacılık Kanununda yer alan bu hüküm, TTK m. 113/3 ile paralellik arz etmektedir.

Şöyle ki,

Acente, acentelik sözleşmesi sona ermiş olmasına rağmen, acentelik ilişkisi devam ederken gerçekleşmesine katkıda bulunduğu işlemlerden dolayı, bazı şartlara bağlı olarak, ücret alabilecektir.

Buna göre, acentelik işlemlerinin bitmesinden sonra kurulan bir işlem için acente, eğer bu işleme aracılık etmişse veya işlemin yapılmasının kendi çabasına bağlanabileceği ölçüde işlemi hazırlamış ve işlem de acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra uygun bir süre içinde kurulmuşsa, acente ücrete hak kazanacaktır.

Yahut acentelik ilişkisi devam ettiği sürece, gerek acentenin aracı olduğu işlemler, gerekse acenteye bırakılan bölge veya müşteri çevresinde acentenin katkısı olmadan kurulan işlemler için, üçüncü kişinin icabının acentelik ilişkisinin sona ermesinden önce acenteye veya müvekkile ulaşması halinde ücrete hak kazanacaktır.

Genel düzenleme olması münasebetiyle, TTK m. 113 hükmünün sigorta acentelerinin acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde hak kazanacakları ücretin hesaplanmasında göz önünde tutulması gerektiği kanaatindeyiz.

Bir diğer husus, denkleştirme taleplerinin nasıl karşılanacağıdır.

Tek taraflı olarak feshedilen acentelere nasıl bir denkleştirme tazminatı ödenecektir?

Acentenin sebep olduğu sigorta sözleşmelerinin, şirkete bir müşteri çevresi sağlamış olması münasebetiyle, acentenin portföyü üzerinde de bir hakkı mevcuttur.

Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi, sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat TTK m.121’e göre denkleştirme talebinde bulunabilecektir (SK m. 23/16).

Özetlemek gerekirse; ACENTELERİN ekmek kapısı,

SİGORTA şirketlerinin ürünlerini satmaktan geçer.

Tüm acente arkadaşlarımızın ticareti, kendini bağladığı gibi, şirketlerimizin de ticaretine zarar vermemek acentelik kuralları içindedir.

Yılsonu teşvik, rapel gibi jestlerle ek gelir elde etmeye çalışan acentelerin; bile isteye zararlı, hasar alması muhtemel işleri yazması kabul edilemez.

Kötü niyet dışında, hasarın şans hatta kader olduğu gerçeğini hepimiz kabul edip buna göre davranmalıyız.

Bu yüzden, sigorta şirketlerimizin üretim, yeni satış vb konularda kapatma kriterlerini tekrar gözden geçirmelerini rica ediyoruz.

Bu durum, sorun yaşayan acente arkadaşlarımızın pozitif yönde aksiyon almalarını sağlayacaktır.

Amaç, bir tane bile olsa, işi sadece Sigorta ürünleri satmak olan ACENTENİN kapatılmasını engellemek ve çalışmasına engel teşkil edecek durumları ortadan kaldırmaktır.

Değerli hazirun,

Bu toplantıdan çıkacak doğru kararlarla birlikte İstanbul Ticaret Odası 21 Döneminin hepimize, mesleğimize, paydaşlarımıza ve Odamıza hayırlı olmasını diliyor tüm katılımcılara 2023 yılının başarılar getirmesini temenni ediyorum.

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Sn. Ahmet Özer, Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında aşağıdaki konuları dile getirmiştir.

İstanbul Ticaret Odası Olarak bütün sektörlerimizin sorunlarını problemlerini siyasi erke ve kanun koyuculara iletmekle mükellefiz, bunun içinde elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda ki haksız fesih benimde dikkat çektiğim çok önemli bir konu, tabi ki ölçek ekonomisini günümüzde çok büyük ölçeklere ulaştığı bir zaman dilimde yaşıyorum büyükler küçükleri her zaman yutma çabasında. Bu çabaya karşılık bizim sektörümüzde kobi dediğimiz küçük ölçekli tacirlerin yüzde yüz ekonomiye katkı sağladığına ve olması gerektiğine inan bir kardeşinizin bu çerçevede bu toplantının önemi sizlere anlatmak istedim, sizlere teşekkür ederim burada olduğunuz için. Yönetim Kurulumuz adına inşallah başarılı bir toplantı olur diliyorum.

SEDDK Başkanı Sn. Mehmet Akif Eroğlu, Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında aşağıdaki konuları dile getirmiştir.

Haksız fesih ve Portföy hakkı konusu çok önemli bir konu bu gün burada görüyorum ki diğer toplantılara nazaran daha fazla katılım olmuş, SEDDK nın çok önem verdiğimiz bir konu olduğu için ben konuşmacı olarak sizlere bilgi vermek yerine bu gün sözü hukukçularımıza bıraktık. Her ne kadar konuşmacı olmasam da konunun önemi bizler için çok önemli olduğu için sizlerle bir arada olmak ve sizleri dinlemek istiyorum. Sebebi de bizim SEDDK olarak duruşumuz, biz sigorta ve emeklilik sektörünün bu kadar dinamik ve hızla büyüyen, kendi bölgesinde oyun kurmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi için finansal sürdürebilirlik istikrar noktasında stratejik önemli bir noktadır. Sigorta ve emeklilik sektörü mutlak suretle dengeli bir yapıya ulaşmadı gerekmektedir. Sermaye yapısı gelişirse sigorta sektörü de gelişecektir. Önemli olan sigorta bilincini yaratmak ve müşteriye ulaşmaktır, sigortada müşteriye nasıl ulaşacağımız sorunda dağıtım kanalı olarak, siz değerli acenteleri görüyoruz. Bizim için acentelerimiz çok kıymetli ve çok değerlisini, iyi ki varsınız. Eğer kamu olarak sorunları biz çözmeye hazırız, biz göreve geldiğimiz günden beri 10 aydır sektörü dinliyoruz 10 aydır sorunları dinleyip tüm sorunları dinleyip anlamaya çalışıyoruz. Tüm sorunlara vakıfız sektörü büyütmek istiyorsak bu gün yolu bu gün bu toplantıdan sizlere ulaşmakla geçiyor. En önemli konularda biri de Portföy hakkıdır. Mevcut regülasyonlarda belli düzenlemeler var yeterli değil diyorsanız daha fazlasını koyalım uygulamada sorun varsa sektörümüz de tartışalım, ama sadece şunu bilin biz SEDDK yönetimi olarak bur da bulunduğumuz sürece her bir sorunu tek tek masaya yatırıp çözmeye ant içtik, çalışacağız analitik çözümler bulacağız.

SEDDK Başkan Yardımcı Sn. Ebru Gençosmanoğlu, Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında aşağıdaki konuları dile getirmiştir.

Göreve geldiğim zaman bir hafta geçmeden TOBB yetkilileri ellerinde bir set ile geldiler bu setin ne önemli maddesi de portföy hakkının korunmasına ilişkindi. Bu kapsamda hemen mevzuat taraması yaptım şu burada bululan herkes tacir olarak yapmış oldukları sözleşmeleri portföy hakkınız ne olduğunu yada hangi sözleşmede sorunlarla karşılaştığını biliyor. Dolayısıyla bu gün burada size mevzuatımız kapsamında bir acentelik sözleşmesinin sonlanması hallerinin neler olduğunu ve sözleşmenin sonlanmasının sonuçlarını Türk Ticaret Kanunu ve Sigortacılık mevzuatı kapsamında hatırlatma için buradayım uygulamada karşılaşılan mutlaka sorunumuz var, Yargı ile ilişkin sorunları ise Sayın Ahmet bey bizlere örnekler halinde anlatacaktır.

Acentelik Sözleşmesinin Sonlanma Nedenleri

Sürenin sona ermesi

TTK 121/2: Belirli süre için yapılan bir acentelik sözleşmesinin, süre dolduktan sonra uygulanmaya devam edilmesi hâlinde, sözleşme belirsiz süreli hâle gelir.

Feshi ihbar

TTK 18/3: Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıt elektronik posta sistemi ile yaptır.

TTK 121/1: Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir…

Fesih sebebini genel olarak açıklamak yeterlidir.

Sözleşmenin sürdürülmesinin dürüstlük kuralları çerçevesinde beklenemeyecek olaylar ve olgulardır.

Benzer durumdaki sözleşmelere uygulanabilir olmalıdır.

Zararın dogma ihtimalinin varlığı yeterlidir.

Sözleşmenin feshine neden olan haklı sebepler acentelik sözleşmesinde açıklanır. Sigorta şirketi sözleşmede yer vermediği bir hususu haklı sebep olarak dayanak gösteremez. Fesih sonuçlarını doğuran uygulamalar da fesih ile ayni hükümlere tabidir. (Acenteler Yönetmeliği md 15/3)

Sözleşmenin feshinin tarafların hak ve yükümlülüklerine etkisine ilişkin usul ve esaslar sözleşmede ağılanır. (Acenteler Yönetmeliği md 15/4)

Haklı nedenle fesih

Gösterilen sebebin «haksız» olması fesih bildirimini geçersiz kılmaz. Ancak sözleşmeyi haksız olarak fesheden taraf bu durumun sonucuna katlanır ve zararı tazmin etmek zorunda kalır.

Fesih hakkından feragat edildiğine ilişkin anlaşmalar geçersizdir.

Fesih hakki doğduktan sonra bu hakkin kullanılıp kullanılmayacağı ilgili taraf tercihidir.

Haklı neden olarak sayılan sözleşme maddelerinin geçerliliğinin tespitinde fesih hakkinin özüne zarar verip vermediğine bakılır.

Örnekler

Sigortacılık Mevzuatındaki sorumlulukların yerine getirilmesinde özen sorunu

Prim aktarımında gecikmeler

Leva kaydı silinmesi, meslekten geçici çıkarma cezası

Ölüm, Kısıtlanma, iflas, Tüzel Kişiliğin Sonlanması

TTK 121/3: Müvekkilin veya acentenin iflası, ölümü veya kısıtlanması hâlinde, Türk Borçlar Kanununun 513 üncü maddesi hükmü uygulanır.

TBK 513/1: Sözleşmeden veya isin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır.

TBK 513/2: Sigortacılık mevzuatı gereğince acente olmak için aranan koşullar nedeni ile uygulanamaz

Başlamış islerin Tamamlanamamasında Talep

TTK 121/4: Haklı bir sebep olmadan veya üg aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış islerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır.

TTK 121/5: Müvekkilin veya acentenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi veya iflası sebebiyle acentelik sözleşmesi sona ererse, islerin tamamlanması. Hâlinde acenteye verilmesi gereken ücret miktarına oranlanarak belirlenecek uygun bir tazminat acenteye ya da bu maddede yazılı hâllere göre onun yerine geçenlere verilir.

SK 23/15: Sigorta acentesi, acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı islerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanır.

Rekabet Yasağı (TTK 123)

Sözleşme ile rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapılabilir. Yazılı olmalıdır ve imzalı belge acenteye teslim edilmelidir.

Sözleşme ilişkisinin bitiminden itibaren 2 yıl geçerlidir.

Bölge veya müşteri çevresine veya sözleşme konusuna göre yapılabilir.

Rekabet yasağı nedeni ile acenteye uygun bir tazminat ödemesi şarttır.

Sözleşme süresince rekabet yasağı kaldırılabilir. Yasağın kaldırılmasından itibaren 6 aylık süre sonunda tazminat sorumluluğu kalkar.

Taraflardan biri, diğer tarafın kusurlu davranist nedeniyle haklı sebeplerle sözleşme ilişkisini feshederse, fesihten itibaren bir ay içinde rekabet sözleşmesiyle bağlı olmadığını diğer tarafa yazılı olarak bildirebilir.

TTK ‘ya aykırı düzenleme acente aleyhine ise geçersizdir.

Denkleştirme istemi (Portföy hakki) (TTK 123) ve (SK 16)

Müşteri portföyü sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa ve «hakkaniyete uygun» ise talep edilebilir.

Tutarın hesaplanmasında «yeni is» dikkate alınır.

Feragat edilemez ve sözleşme bitiminden 1 yıl içinde talep edilmelidir

Limit: Son beş yıllık komisyon veya diğer demelerin ortalamasıdır.

Sigorta acentesinin hâkli bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakki düşer.

Sonuç

Yen TTK gelmeden önce Sigortacılık Mevzuatı acentelerimizin portföy hakların. Koruyan düzenlemeye yer vermiştir.

Sigortacılık Kanunundaki kuralların TTK da ver alması sağlanmıştır.

Uygulamadan kaynaklanan sorunların çözümü için acentelik sözleşmesi yapılırken

Gerekli tedbirler alınmalıdır.

AVUKAT Doktor Sn. Ahmet Karayazgan, Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında aşağıdaki konuları dile getirmiştir.

Portföy Mülkiyeti vs Müşteri Portföyü

1) TDKye göre “portföy” Kelimesi anlar su şekildedir:

– Finans alanında; Banka, simsar veya bir araç kurulusun kendi elinde tutuşu, istediği gibi tasarruf ettiği menkul değerler toplamı

Ticari hayatta, müşteri portföyü’ nün anlamı su şekildedir.

– Firmaların kendilerine yeni is fırsatları tasarlamasına ve is/hizmet sunmasına olanak tanıyan, gelir ve tüketim davranışlarıyla ilgili ortak

Özelliklere sahip seçilmiş bir grup insandır.     Portföy = Müşteri Çevresi

Portföy Mülkiyeti vs Mister Portföyü

Anayasaya göre “mülkiyet hakkı” , “müşteri çevresi” ni de içerir mi?

Anayasal mülkiyet hakki, ticari işletme ve hatta mesleki unvanlara bağlı müşteri çevresini kapsamaktadır.

AİHM’e ve Anayasa Mahkemesine göre, , “Müşteri çevresi” kapsamına, mesleki unvanlar ve bunlara bağlı ayıcılıklar, bir ticari işletmenin çalışması çerçevesinde alınan ruhsat/lisans ve izinler, bir ticari işletmeye bağlı dar ve olağan anlamında müşteri çevresi girmektedir.

Sözleşme ilişkisinin Sonlanması – Haksız Fesih

SK – Acenteler Yönetmeliği (md.15/3)

Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini fesih için öngörülen üç aylık süreye uyulmadan fesih,

Acente sözleşmesinde yer verilen haklı sebep halleri dışında fesih,

Sigorta şirketi sözleşmede yer vermediği bir hususu haklı sebep olarak dayanak gösteremez.

Sigorta Mevzuatı: Fesih sonucunu doğuran uygulamalar da, fesih ile aynı hükümlere tabidir.

Tazminat Hesabi

Tazminatı belirleme noktasında birçok kriter var …

Sözleşmeden kaynaklanan menfaatler,

Sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı,

Acentelik sözleşmesinin süresi,

Acentenin gelir miktarı,

Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman,

Sözleşme dişi kazanç ve kayıplar,

Tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlık, sağlık durumu, çalışma yeteneği),

İşin önemi, Acentenin tek firma-çok firma acentesi olması,

Kazandırılan Müşteri sayısı, Markanın etkisi (unvanın),

Rekabet yasağının ihlal edilmesi,

Sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranlan gibi

Hususlar bir bütün olarak dikkate alınmak yerine, azami miktar olan davacının hak kazandığı dört yıllık komisyon tutan ortalamasının alınmak suretiyle ulaşılan sonuca göre hüküm kurulması doğru olmamış karan anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

TOBB SAİK Başkanı Sn. Levent Korkut, Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkında aşağıdaki konuları dile getirmiştir.

Haksız Fesih ve Portföy Mülkiyeti hakkı çok önemli bir konu olup, SEDDK Başkan Yardımcım Ebru Hanım mevzuat konusu tarafından baktı diğer taraf ise Ahmet Bey hukuk ve kanun tarafından baktılar. Sahada o kadar çok olay geliyor ki ezbere bilir hale geldik ama en önemli konuda genel olarak kişilerin hukuk çerçevesinden kalarak, diledikleri konuda diledikleri gibi sözleşme yapabilirler bu olanak borçlar kanunda sözleşme ilkesinin bir sonucudur. Şimdi bahsettiğim gibi sözleşme hukuku çok önemli biz daha önce burada katılanlar bilir ki çok ciddi içerde özel toplantılar sonrasın kürsülerde Ergin hocalar, profesörler, ticaret hukuku profesörleri, Tekin Memiş hocalar, sigorta şirketlerinin hukukçularıyla yer alan bir takım toplantılar yapmıştık. Bu toplantılarda Ahmet Beyinde bahsettiği gibi tek tip sözleşme gündemdeydi ve sözleşme hukuku çerçevesinde kişilerin hür iradesiyle, sözleşmeleri herhangi bir kısıtlama olmadan rapor sonucu çıkmıştı. Tabi biz bunları biliyoruz bu sözleşmelerin çerçeve sözleşme olduğu, Ahmet Beyinde bahsettiği gibi sağlıklı anlaşabilir net bir şekilde anlaşılması gerektiğini göreve geldiğimiz günden beri biliyor, gerek hazine ile gerek SEDDK ile paylaşıyoruz. Mutlaka bu sözleşmelerin güncel hale gelmesi her iki tarafından ortak hak ve menfaatlerini mutlaka çerçevesini ve yasal uyuşmazlığa düşmesinde yasal sonuçların daha kısa sürede bitmesi ilgili tartışılması gerekmektedir. SEDDK sizlere adına hep dile getiriyoruz. Özellikle son dönemlerde acente fesihleri yoğunlaştı, sigorta şirketleri trafik sigortalarından zarar ettikleri için, acentelere performans eksikliği adı altında acenteliği fes ediyorlar. Biz acenteler olarak çoğunluktayız hem de bu sektörün bu güne gelişen en büyük etken sağlayan dağıtım kanalıyız. Dağıtım kanalı olarak biz karşımıza gelen gerek trafik sigortası gerecek diğer branşlarda poliçe kesmekteyiz. Bir trafik sigortasında hasar prim sonucunda en masum kişinin ben meslektaşlarım olduğuna inanıyorum nedeni ise, aracı ben kullanmıyorum tercihi ben yapmıyorum aynı sigortalı bana da geliyor ya da diğer dağıtım kanalına da gidiyor ve trafik poliçesini yaptırıyor. Doğaldır ki sigortalı kaza yaptığında, sigorta şirketleri hasar primi nedeniyle acenteliği fes ediliyor ve dolayısıyla önemli haksızlığa maruz kalıyoruz.  Sigorta şirketlerine göre bizler acenteler zayıf tarafız dolayısıyla kanun koyucular, yasa ve yönetmelikler öncelikle bizim acentelerin hak ve menfaatlerimizin soruması gerekmektedir.

Göreve geldiğinden bu yana mesleğimiz adına çalışmalarını aralıksız devam ettiren Meslek Komitesi Başkanımız ve Komite Üyelerine Ekibimiz adına teşekkür ediyoruz.

 

Saygılarımızla,

Acentelerin Sesi Ekibi